29 Haziran 2009 Pazartesi

Yağmur Kardeşliği


Dışarıda yaz yağmuru yağıyor, belki yaz yağmurundan biraz daha fazlası. Gök gürültüsü ve hepsinden güzeli yağmur kardeşliği... Aynı küçükken oynadığımız gibi... Şimdi yine tekrar başa sarıyoruz tüm çocukluğu. Mutlu mesut bir çocukluğu... Hande ve Merve geldi bugün. Kuzenden fazlası yağmur kardeşiyiz biz. Nilay eksik. Her şey onsuz hep eksik. Dükkanda, bahçede oturduk bir masanın etrafına açtık saçlarımızı ve ıslanmaya koyulduk, gökyüzü bizi karşılar gibiydi. Şimşek hiç çakmadı hiç korkmadık. Ben zaten hayatım boyunca gök gürültüsünden hiç korkmadım ki... Yağmur seviyor ve kucaklıyor bizi. Bunları yazıyorum ve saçlarım hala ıslak, sırılsıklamım adeta ama duşa girmeden önce bu kelimeler bir cümleye oturtulmalı. Gök yüzüne bahşedilmeli tüm hapşuruklar. Ben tüm saadetimle atarken ıslak saçlarımı geriye, yüzüme bir iki damla yağmur damlası düşsün diye. Hım... Güzel kokuyor saçlarım. Hani böyle saçlarını toplarsın tepede, saldığında hoş bir koku yayılır ya etrafa... İşte öyle kokuyor yağmurda ıslanmış saçlarım.

Gök yüzü şimdi sarardı, yağmur dindi ama halen gök gürlemekte. Güneşin batması yakın ondan zaten bu sarılık. Nilay yüzünden burukta olsam yine de mutluyum, tuhaf bir mutluluk.

Anlattıkça eksilmesin diye anlam şimdi doğru yeniden ıslanmaya...


Joshua sen de ıslanmalısın bu gökyüzünün altında...

1 yorum:

  1. Yağmuru severim gök gürültüsüne bayılırımm..:) oyüzden yağmur kokan bu yazıyıda yazıdığın içün seni tebrik ederim :) ecem...

    YanıtlaSil