5 Haziran 2009 Cuma

bülbül yuvasında öten yavru karga

Joshua...

Bir isme hitap etmek lazım. Şizofren yaklaşımlar ve bunun doğurduğu sonuçlardan bir tanesi değil, aldanma. Hem ben hep sevmişimdir Joshua ismini. Kulağada çok hoş gelmiyor mu? Beğendin şimdi ayak yapma bana. Neyse konu Joshua değildi ama unutmamak lazım konu şuan da Joshua olmayabilir fakat konun özü aslında o. Düşünsene Joshua'nın olmadığı gerçeğini. Hayır lütfen düşünmek istemiyorum yani bana söyleme olur mu? Şişt kime diyorum? Tamam açıklıyorum evet Joshua sensin ben sana hitap ediyorum. Sevgiler, saygılar vb. Hadi tanışalım... Gerçi ben tanımadığım kişilerle tanışmatan pek haz etmem* ama neyse şuanda buna mecburum. Ben karga "yavru karga". Yağmurda kalmış ve ıslanmasının sonucunda tüyleri birbirinden ayrılmış küçük bir kargayım ama hikayem sadece ıslanmakla kalmıyor. Maceralarımı aktaracağım sana Joshua...

(* "tanımadığım insanlarla tanışmam" bu nadide söz öbeğini sahiplenmek istemiyorum. Buna hakkım yok. Keşke ben söyleseydim :P Neyse efendim bu söz sevgili ablacığımın bir arkadaşına ait olup isim vermek istememekteyim. Rencide olmasını istemiyorum :) )

Evet gelelim bu başlıktan çıkarılması gereken ibret verici derse...

Karga öncelikle nasıl bir hayvandır buna değinmeliyim. Genel olarak bilinenler zeki oluşu, bilinç varlığını kanıtlayacak düzeyde bir beyine sahip olması, siyahın tüm asaletini taşıması, kötü bir sese sahip olması
(ki ben bu fikre katılmamaktayım) falan filan dır şimdi beni olayın biyolojik boyutlarına bulaştırmayın.

Bu cümleyi ilk kurduğumda sevgili dayıcığımdan şöyle bir yanıt gelmişti, "erken yumurtlamak üzere olan anne karganın yaz aylarını boş geçirmesi yuva yapmaması ve buna istinaden yumurtasını bülbül yuvasına bırakmasıdır" diye açıklamıştı.* Evet kulağa başta çok mantıklı gelmekte farkındayım Joshua ama bu bir aldanmadır? Karga guguk kuşu mudur da yuvası olmasın ve canından çok sevdiği yumartasını başka bir yuvaya bıraksın. İşte burda ortaya çok farklı bir boyut çıkmakta.
* (cümle tam olarak böyle değildi tabi kelimelerin dizilişinde hayal gücümünde payı var.)

Özgüven... işte bu başlık aslında bunu özetler. Çıkartılması gereken budur. Önce ufukunu genişlet Joshua düşün... Yavru bülbüllerin arasında öten o yavru kargayı hayal et. Cesurca, kendi benliğini reddetmeden avazı çıktığı kadar öttüğünü hayal et. Gerçek özgüvenin ne olduğunu idrak ettin mi?* Başkalarının ne düşündüğünü umursamadan kendin olmak. İnsanlar bülbülün çirkin bir kuş olduğunu söylerler oysa bana göre gayet sevimlidir ama bülbül bundan fazlaca etkilenmiş olacak ki gülün karşısında çekinir utanır öyle değil mi? İşte bir kargayla bülbül arasında ki en büyük farklardan biri de budur Joshua bunu hiç unutma!
*sana salak muamelesi yapmıyorum o işin raconu o sebeple açıklıyorum.

Aslında seninle daha çok sohbet etmek isterdim Joshua lakin senin gibi yan gelip yatmamaktayım benim yapmam gereken şeyler var ama üzülme bu yazdıklarım bir son gibi gelebilir sana ama bilirsin aslında en güzel başlangıçtı aramızda.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder