12 Ekim 2011 Çarşamba

Hapşuruyorum ama sessizliği bozmuyorum.

Bugün o gün değil belki ama insan hayatında bazı anlar yaşar sanki son dakikalarını yaşıyormuş gibi. Belki evet abartılacak bir şey yok sadece bitki fizyolijisi dersindeyiz ama bu işkenceden farksız inanın. Çoğumuz kendimizi oyalayacak bir şeyler bulduk ama bu içinde bulunduğumuz sıkkınlıktan kurtulmamıza yetmiyor. Hayat gerçekten bazı zamanlarda çırpılmamış yumurta gibi. Son derece heterojen bir şekilde sümüksü kısımları yoğun yaşıyoruz.

Bir sonra ki dersimiz bundan çok daha iç kapatıcı geçeceği için bu konuyu kapatma kararı alıyorum.

Bu sıralar yüzümü güldüren en iyi şey cuma günü Kerem'in gelecek olması. Tüm grup toplanıp hep birlikte akşam yemeği yiyeceğiz. Ferzan Özpetek filmlerindeki gibi masa başında olacağız, heyecanlıyım.

Tam da şimdi cam bitkileriyle alakalı bir araştırma ödevi almış olmanın boktan sorumluluk duygusu içerisindeyim oysa ben bitki büyüme düzenleyicilerini seçtiğimi sanıyordum. Neyse...

20:30 servisiyle eve dönmek istiyorum. Sanırım kendi blogumu daha fazla kirletmeden yazıma bi' son vermeliyim. Saçmaladığım için affola!