31 Ocak 2015 Cumartesi

Bir ritüel olur belki.

Geçen sene Ocak aynın 29'unda ve 31'inde yazmışım buraya. Bir an da dikkatimi çekti, bir önceki yazımda 29 Ocak'a ait. Uzun bir süre yazmam diye düşünürken neden bugün de yazmayayım ki dedim kendi kendime. Aslında bana bu tarihlerin tesadüflüğünü gösteren bloggerın istatistikler bölümünde, birinin hem 2 gün önce hem de geçen sene 29 Ocak'da yazmış olduğum blogu okumuş olduğunu görmemdi. Unutmuşum o gün ki yazımı, o gün ne kadar bulanık olduğumu, ne kadar sıkkın ve sorularla dolu olduğumu. Yapmam gereken onca şey vardı ve ben yerimde sayıyormuş gibi hissediyordum yine. Zamanın bendeki algısıysa oldukça yavaş ve yoğundu. Mezun olmalıydım ama ders çalışmak istemiyordum ve bunun bende yarattığı baskı oldukça fazlaydı. Bugünüme bakınca ne kadar söylensemde kuş gibi hafifim. Mezun oldum, formasyona başladım ve 6 ay nasıl geçecek aman tanrım derken, bugün final sınavıma girerek eğitimi tamamladım. Özgürüm! Artık yeni bir yola çıkabilirim. 

Yıllar sonra ilk defa yeniden kendim gibi hissediyorum. İstediğim anda istediğim yerdeyim. Yine fazlaca meseleyi takıyorum kafama belki ama artık çok daha kolay toparlıyorum kendimi. Üşenmiyorum artık, gömülmüyorum yatağın içine. Dışarıda hayat var evet ve ben hemen o hayatın içine dahil olabiliyorum eskisi gibi. Daha çok yürüyorum, daha çok gülüyorum. İnsanların içine daha çok karışıyorum. Geçen senenin bugünüyle kıylarsam kendimi uçurum kadar fark var. Çünkü artık mutluyum diyebiliyorum. 

Son olarak, insanın ne kadar değiştiğini görebilmesi oldukça mutluluk verici. Bu bana bir şeyler yazmaya devam etmenin ne kadar anlamlı olduğunu bir kez daha gösterdi.

Sevgilerimle,
yavru karga
 
 

29 Ocak 2015 Perşembe

Ocak ayı, 19 kelime 52 hece

Bazen tüneyip bir yere zamanı tüketiyorum, tükettiğimi sanıyorum. Zaman değil ben tükeniyorum. Ne kadar çabalarsam o kadar kolay yeniliyorum.