8 Temmuz 2013 Pazartesi

J&J

Johnny'i Joshua'dan ötürü sevdim aynı 36'yı 72'den ötürü sevmem gibi. Bu bir itiraf değil, bu gerçek. Ben Johnny'i Joshua sayesinde tanıdım. Josh nazik, sakin, uyumlu, korumacı, güvenilir ve sabırlı John ise savurgan, kırıcı, kavgacı, uyumsuz ve sabırsızdı. Onun acelesi beni hep çok yorardı. Joshua beni anlamak için didinir Johnny ise her şeyi daha da berbat eder dururdu. Belki hiç bir zaman kötü olmadı niyeti ama beni hep geriye itti. Beni savurdukça savurdu ve düşüncelerim bir girdap gibi güzel olan şeyleri yuttu. Bu durumu sonlandırmamın tek yolu Johnny'nin gitmesiydi ancak bunu ona söylediğimde bana sinirlendi ve bağırdı. Ben dinlememek için uzaklaştım peşimden geldi saçımı çekti. Johnny bana "aptalsın" dedi. Sadece ağladım... Joshua'nın onu sakinleştirmesini bekledim. Joshua ortalıkta yoktu, gitmişti..  Pes etmişti! Beni Johnny'yle yalnız bir başıma bırakmıştı. Johnny beni hiç affetmedi Joshua'da bir daha gelmedi. Bense Johnny'ye kızgın Joshua'ya ise kırgındım. 

Şimdi düşünüyorum da, eğer ikisi benim evcil hayvanım olsaydı Joshua sadık bir köpek, Johnny kibirli bir kedi olurdu. İkisi benim çocuklarım olsa Johnny esmer, Joshua kumral olurdu. Johnny sürekli bağırır durur Joshua onu sustururdu. Joshua sağlak Johnny solak olurdu. İkisi benim beynim olsa; Johnny sağ taraf Joshua sol taraf olurdu. İkisi benim bahçemdeki ağaç olsalardı; Joshua bir çınar, Johnny ise incir ağacı olurdu.

ve son olarak şunu belirtmek isterim ki; Her şeye rağmen ben ne Joshua'dan ne de Johnny'den hiç vazgeçmedim. 

Sevgilerimle,
Nihan