5 Nisan 2010 Pazartesi

Düşüncelerimin içerisinde yükselen sese dur de!

Amaçsızlığı amaç edinmek gibi bir şey aslında. Hayat bazen komik gelir bazende susmak eyleminin başlangıç noktası... Bazen doğru yanlış birbirine karışır. Neden? Görecelidir aslında da ondan. İnsanlar ne zaman nefret duygusunu bünyeye dahil eder? Belki cümleler arasında çok geçer ama hiç bir zaman ciddi olmayandır, duyguyu biraz olsun yansıtabilme adına kullanılandır "nefret" kelimesi öyle değil mi? Peki bir insan gerçekten ne zaman hisseder bu duyguyu? Neden hisseder? Neyden nefret eder? İnsan kendi içinde ki bir başka "ben"den nefret edebilir mi? Bazı şeyleri yapması için zorlayan o güdüden nefret eder mi? Nefret duygusu ne zaman son bulur? Bir insan neden çok fazla soru sormaya başlar? Düşüncelerimin içinde yükselen o ses ne? Duyamıyorum. Uğultu gibi... Yardım et!

4 Nisan 2010 Pazar

4 Nisan Bildirgesi

Aylar sonra gelebildim ancak tanrı biliyor ya ne zor şu sayfa hatası veren bilgisayarlarla uğraşmak. Neyse efendim ben geçtim dayımın bilgisayarına şimdi oradan yazıyorum. Uzun uzadıysa psikolojik tahlil yapmak niyetimde yok. Yeni bir uygulama içersine giriyorum. Hayır o en başından beri yapmak istediğim şey değil. Bu çok daha farklı, kelimeler üzerine. Gerçi halen başlığı kafamda kurgulayabilmiş değilim. Umarım şu gelecek olan 2-3 dakika içersinde aklıma bir şeyler gelir. Joshua selamun aleyküm bebeğim ;)