31 Temmuz 2010 Cumartesi

Mesela insanlar olsa zekice espiriler yapan. ... ve insanlar olsa zekice yapılan espirilere gülen. Bu öylesineydi, içimden öylece fırlayıverdi.

***

Siyah ve beyazlaydım. Çok kısa bir süre için. Griye mahkumum belki de o yüzden bu süreler hep çok kısaydı. Siyah olan her fırsatta siyah oluşundan dem vurup içten içe beyaz olduğunu düşünmekteydi. Beyazsa tüm siyahları görebildiğini sanan ara ara kendini siyah hisseden bir kirli beyazdı. Zaten beyaz gerçekte yoktur öyle değil mi? Uydurmasyon. Yani ana renk bile değil ki? Bütün renklerin birleşimi. Ee sonuçta tüm özelliklerin tek bir yerde toplanma gibi bir olasılığı olmadığından beyaz da otomatik olarak yok demektir. O benim ütopyam. Hiç bir zaman bulamayacağım.

*****

Siyah daha kolay anlaşılıyordu tüm o saçma sapan karanlığa rağmen. Çünkü göz yormuyordu, öylece ortada duruyordu. Onu komik kılan şey ise o gizemli havaya bürünmeye çalışması ve içine girdiğinde göz yoran beyaz bir ışık saçacakmış gibi davranması. Oysa içerisi sıfır noktası ve uzak mesafeden bi' durup bakmadan anlaşılabilecek gibi değil. Yakın mesafeden siyahın içindeki lekeleri göremezsin. Siyahı siyahla yenemezsin.

*******

Beyaz hep ütopikti. Kusursuz. Aslında beyaz diye sıfatlandırılmak çok zor. En küçük hata bile gözler önünde. Tahammüllerin sıfırın altında yer aldığı anların rengi. Her seferinde siyahın deşifrecisi. Siyahı yok edebilecek tek renk. Beyazın işiyse zor. Ona herkes düşman. Tarihte var mıdır bütün herkesin düşman olduğu bir ülke? O yer beyazdan geçmekte.

*********

Griyim. Siyahın yanında beyaz, beyazın yanında siyah gibi duran saçma sapan bir renk. Bir türlü oturtamıyorum çizginin neresindeyim. Başka renkler gelse mesela yeşil, mavi...

***********

Yazacak hiç bir şey bulamıyorum. İşin aslını mı soruyorsun? Bulmamak istiyorum. Yazdıkça tükeniyorum. Kelimeler yüzünden hissetiklerim benden eksiliyor ve iyice yalnızlaşıyorum. Ben bu hikayeyi çok iyi biliyorum. Hissetiklerimi yazmamalıyım hatta düşünmemeliyim bile. Yalnızlığımla içten içe gururlanmamalıyım. Egomu bu denli sevmemeliyim. Artık duygularımı paylaşmayı öğrenmeliyim. Kendi sınırlarımı önce kendim aşmalıyım.

Çünkü her seferinde kendimi merkeze koyduğumda her şeyin eksenimde olmasından, her hangi bir şeyi merkeze yerleştirdiğimde kendi yörüngemden kovulmaktan sıkıldım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder