Bulutların güneşin önüne geçtiği zamanlarda bile brozlaşabiliyorum ben. Hayat bana solaryumsuz temiz bir kararma armağan ediyor. Ama yazın olduğum şu gripler neyin nesi peki? Hem hastayım hem de sakat. Önce boğazım ağrımaya başladı sonra burnumdaki o iğrenç yanma süreci. Ben nezle olurum ama burnum hiç akmaz bunu biliyormuydun Joshua? Ama hep akıyormuş hissi yok mu o da beni ifrit ediyor. Nefes alamıyorum. Oksijen... Sonra yetmiyormuş gibi bacağımı çarptım, öyle bir sertçarptım ki anında morardı ve şişti. Hala ağrıyor uzun süre geçeceğe de benzemiyor. Birde üstüne yalnızlıklarım. Ne vardı şimdi Nilay dönmeseydi İstanbul'a.
Neden şu yazların benimle problemi var? Neden hep yüreğim ağzımda geçiriyorum bu dönemi? Pöf!! Bundan sonra kendimi kandırmayacağım. Söz. İzci sözü ;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder