9 Temmuz 2011 Cumartesi

Üşümek bilinçaltıyla beslenir.

Yapmaya çalıştığım ve her seferinde başarısızlıkla sonuçlanan erken uyanma provalarım biyolojik olarak sonuç vermemesi gerektiği halde saat 06:20'de ilk dıt sesine uyandım. Demek ki pozitif deneyler bazı noktalarda işe yaramayabiliyormuş.

Isınmam epey bir zamanımı aldı.

Toplu taşıma araçlarında klimaların 23 dereceden aşağı hava üflemesi, bir yasa gereğince yasaklanmalı. İnsanları bir yerden bir yere, mezbahaya et taşır gibi götürülmemeli. Bugün trenin içi kaç dereceydi? 15 mi? Pırrr!!

Elbette ki hayat tezatlarla birlikte daha da acıdır. Trende soğukta kolundaki bütün kıllar vücut sıcaklığını bir miktar yükseltebilmek adına kendini kaybedercesine dikilmiş insanların yanında trenin hemen dışında cehennem sıcağında altındaki kot pantolonla süblimleşme kat sayısını 2 katına çıkaran insanlarda vardır. Hayat acıdır! Zaten bizde o sebeple inadına yaşarız. Ölmeyiz, ölemeyiz. Sürünürüz... Ya donarak ya da yanarak!

ve o bana dedi ki son telefon konuşmamızda, hem yanmayı hem de donmayı zevk haline getirmişler için "hepsi et pazarı gibi geliyor bana."

Ne oluyor sana? dedim.

Bilmiyorum! dedi.

Aslında söylemediği biraz güneş biraz denizdi.

Sustum, sustu.

Sustuk...

Ona söylediğim en son cümle neydi?

Cümlelerimi bulmaya davet ediyorum kendimi.

Önden buyurun efendim.

2 yorum:

  1. yaz sıcağında toplu taşıma araçlarında donarcasına üşümek çok tuhafıma gitmişti benim.

    YanıtlaSil
  2. Ne tuhaftır ki bu bir gerçek.

    YanıtlaSil