Ben çok konuşuyorum. Çok fazla konuşuyorum. Gerekli gereksiz ben hep konuşuyorum. Sürekli anılarımı, hikayelerimi anlatıyorum. Çocukluğumu anlatıyorum. Derste öğrendiğim yeni bilgileri etrafımda olanlarla paylaşıyorum. Bildiklerimi, kafamda kelimeye dökülmek için çırpınan düşüncelerimi kendime saklamıyorum. Paylaşıyorum. İyi halt ediyorum!
Duygular, fikirler derine indiğinde tökezliyorum. Kafamın içinde dolanan düşünceler boğazıma dizilmeye başlıyor. Ben aslında konuşamıyorum, ben aslında kendimi anlatamıyorum. Dinliyorum yalnızca. Sonra "bilmiyorum" diyorum. Nasıl bilebilirim ki...
Bu zamana kadar beni anlamadığını söyleyen bütün insanlara ben daha kendimi anlayamıyorum boşver derken şimdi karşımda inatla beni anladığını söyleyen o'na ben hiç bir şey anlatamıyorum. Beni benden daha iyi tanıyorsun değil mi?
Saçmalıyorum saatlerce telefonda. Ne istediğimi bilmiyorum oysa. Kızıyorum, sinirleniyorum, bağırıyorum. Ne yapıyorum ben diyorum ama söylenen her söz varlığını sürdürmeye devam ediyor.
Ben kendimi ne zaman tanıyacağım ve uçları terk edip bütün gereksiz kelimelerden arınacağım?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder