19 Mayıs 2010 Çarşamba

***

Tam olarak bugün altta yazan şu saatteyim. Daha önce yazdıklarımdan kesitler paylaşmak istedim bilirsin ben bilgisayardan çok kağıtlara yazmayı severim. O sebeple el yazısı muhabbeti dönmesini anlayışla karşılasın herhalde. Tüm vücuduma nüfüs etmiş olan boşvermişlik duygusuyla salım salım sallanan bendenim, mart ayı genelinde ve nisan ayının başına kadar olan süreçte çeşitli buhramlarla karşı karşıya kaldı. Yazık. Sartre etkileri büyük tabi amma velakin geçici bir süreydi artık bünye tanıdı ve alıştı normale döndüm çok şükür. Hele bir yazım varki maşallah oturmuş hiç üşünmeden beş dakika içinde 4 sayfa yazı yazmışım. Artık nasıl bir psikolojiyse. Yazım okunacak gibi değil hafler birbirine girmiş berbat bir durumda tabi aklımdan kelime kelime ne geçiyorsa yazmışım. Adeta içinde küfür barındırmadan ana avrat düz gitme gibi bir şey çıkmış ortaya ki bir kaç cümle dahi paylaşamadım. Yazı içerik bakımından genel izleyici ama anlam bakımından +18 epey bi' korku öğeside içeriyor maşallah. Neyse o günlerin geride kalması hoş bir durum tabi.

***

Şimdi kendime bir defter almalıyım. Bir dönem boyunca okula götürüp getirdiğim kareli saçma sapan bir defter dışında (a4 kağıtlar haricinde) bir yere yazı yazmışlığım yok ne acı ki. Kendi içimde yeni bir oluşum başlatarak bir defter tutmayı ve bunu çok sevgili arkadaşlarımla paylaşmayı düşünüyorum. Bu "sen yaz biz okuyalım" diyen gençliğe itafen :D:D

***

Aslında çok isterdin değil mi? Komik.

***

Genel biyoloji özeti çıkartmalıyım ama benim canım film seyretmek istiyor ee ne olacak şimdi? He bir de şey var. -Bana bak seni gerizekalı çocuk, benden öğrendiklerini başkasına satma senin ağzını burnunu kırarım.- Bu içimden anlık gelmiş bir öfke. Bazen yapamayacağım şeyleri yapacakmış gibi düşünüyor olmam beni güldürüyor.

***

İnsanların bu insanlardan olan şikayetini anlamıyorum. Yok işte sürekli bir anlaşılmazlık halindeler belki sen kendini anlatamıyorsun olamaz mı? Sonra bir güvensizlik aman bir kendini naif görmeler, insanlardan çok çekmeler e belki sende karşındaki için tekin değilsin. Ne ula bu tripler? Sanki herkes çok iyi bir bokmuş gibi. Zaten en çok bunlardan şikayet edenden korkacaksın. Yok işte yeni bir insan tanımak zormuşta. Sanki kendini tanımak kolay da karşındakini tanımak zor. Canım, ciğerim(bu iğrenç oldu evet) hayatın boyunca zaten hiç bir insanı tam olarak tanımayacaksın ki ne bok yemeye korkuyorsun ben onu anlamıyorum. Ne demiş sevgili Cem Karaca "bindik bi' alamete gidiyoz kıyamete" Hem benim bir tezim var açıklayayım. Bence bir insanın ne mal olduğunu en iyi anlatan şey eskiden şimdiye dek olan arkadaşlarıdır. Onlarla olan ilişkisidir. Şöyle düşünüyorum ki çok uzun süreli arkadaşlıkları olan insanlara sırtını yaslayabilirsin. Çünkü kimse değmeyecek bir insana onca yılını vermez.

***

Yazdığımı sildim. Bak ben bunu da yaptım. Olabiliyormuş demek ki. Hiç bir şey istemiyorum şu anda. İki hafta önce kafamadan geçenleri bile istemiyorum. Hepsini silmek istiyorum. Kendi kendime kalmak isityorum nescafe üçü bir aradama bir sürü şeker doldurup benim o yemek istiyorum şuursuzca. Aaa canım fındıklı magnum istedi. Ne de güzel oluyor değil mi magnum'un çikolatası? Sonra saz arkadaşlarımla(nescafe üü bir arada ve benim o) girişteki peteğin üzerine tünemek istiyorum böyle ayaklarım sandalyeye dayalı. Oturma odasında krişin yanındaki koltuktan sonra ikinci tünek yerim olur kendileri, girişteki kalorifer peteği.

***

Dışarıda henüz tanışmadığım bir karganın sevgili sesi kulaklarımda. Mutluyum.

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder