Genel biyoloji çalışmak adına başladığım ve şuanda yerimden kalkmak istemiyor olmamdan kaynaklı olarak bu kağıdı kullanıyorum. Kurşun kalemle yazdım, sildim de izi geçmedi. Demek ki neymiş, kalıcı olmayanlarında izleri kalıyormuş. Yoruldum gerçi böyle cümlelerden. Nefretimse sabit. "Neden bu kadar nefret ediyorum?" Kendime her gün, her yeni güne uyandığımda sorduğum soru bu. Mesela neden bitmek üzere olan bu kırmızı pilot kalemle yazmak adına debeleniyorum. Neden bu kadar kırgınım? Güçlü müyüm? Yoksa hala... Bazen kendim olmaya çalışmak için kendimden uzaklaşıyormuşum gibi geliyor. Bu nasıl bir çelişki? Kıyaslamalardan nefret etsemde çok fazla kıyaslar oldum. Her şey bulanık görünüyor mesela şuanda. Saçlarım yarınki matematik sınavım için çektirdiğim fotokopilerin üzerinde bana ait değilmiş gibi duruyor. Kulağımda hiç dinlmediğim bir şarkı dolanıyor. Evet hiç dinlemedim çünkü şu anda da dinlemiyorum. Ama dinlemediğimi düşündüğüm andan itibaren dinlemeye başladım. Neyse ki bitti. Gerginliğimi, gevşekliğimi, sıkıntımı, rahatlığımı bir haltı anlamaz oldum. Bir ay önce elimde oluşan tırnak izini seyrediyorum. Hala orada tüm silikliğine rağmen görünüyor. Elimin üzerindeki damarlar ne kadar da belirgin. Saat öğleden sonra 2'den beri üzerimde olan bluejeanmin üzerindeki kemer belimi sıkmaya başladı. Bazen belimdeki çıkıntılı kemiklerden nefret ediyorum. Nedense bu aralar Şebnem Ferah dinlemeye tahammülüm yok oysa ki 17 yaşımdayken konserine gittiğimde avazım çıktığı kadar bağıra çağıra söylüyordum. Ama bu aralar dayanamıyorum işte! Belki de yeni albümü güzel değil. Muhtemel... Belim ağrıyor, anla! Hayatıma kısa dönem önce girmiş ve benimle birçok çeşitli anı paylaşmış objeler yerli yersiz dizilmişler şu anda çalıştığım masanın üzerine. Radyo Moda'nın jingle ı berbat. Hemen yeni bir ara bul!!!
İyi ki doğdun bebeğim!!!
02:04:2010
01:41
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder