19 Mayıs 2010 Çarşamba

Şiir yazmaya çalışmak, harakiri yapmak gibi.

Ve yazdığım postmodern şiirimle bugünki blog faslını kapatmayı planlıyorum. Aaa bir saniye bununda tarihi yok kafamıza taş yağacak. O zaman bu şiirle alakalı hatırladıklarımı yazayım. Bir kimya dersinde yazmıştım bunu demek ki günlerden çarşambaydı. Fen-Edebiyat A'daydık demek ki bahar dönemiydi. Bana hayran grubu açıldıktan bir süre sonra yazmıştım demek ki takvimde görünen ay marttı.Tamamladıktan sonra şiiri Kıvanç'a okumuştum demeki lab.dan sonraki ilk kimya dersiydi ve saat 19:30'u geçmemişti.(Kıvanç çarşamba günleri asla geç servise kalmazdı) Neyse tam gün ve saat bulunamadı ama yeterli ayrıntılardır bunlarda herhalde. :D:D

Aşk özelleştirilmiş limited şirket gibiydi.
Ben Tuzla sahilinde bankta çekirdek çıtlatırken,
Devlet bünyesinden çekilip alınan.

Bir Salvador Dali vardı ufukta,
Bir de kübik resmin üstadı Picasso
Dali gülümsedi bıyıklarıyla...

Süt şişesi duruyordu paspasta.
Hani gazete fırlatırlarda
Yuvarlanır diye basamaklardan.

Görüyordum bakan gözlerimle
Kovalıyordu kara kedi beyaz kediyi,
Aylardan marttı aşk mevsimiydi onlar için.

Sordu küçük çocuk ablasına
"Aşk nedir?"
Abla cevapladı "senin şekerleme istemendir."

Hani bir de sonbahar vardı
Yağmurlar yağar hep ağlardı.
Kim demiş ki, sonbaharda yaşanmaz aşk diye.

Ben aşkı gördüm işte,
Limitetten anonime dönen şirkette
Dali'nin gülüşündeki Gala'da
Şişenin saniyedeki dönme hızında
Mart ayını bekleyen kedilerde
O küçük çocuğun sorusunda
Ve dedim ki Aşk budur!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder