2 Mart 2014 Pazar

Zihnin bulanır, bunalır bazen.

Bilmek, sorunu parçalara böler. Özelliklede bildiklerin seni emin olduramıyorsa. O sorunu paramparça eder. Toparlayamazsın illa ki eksik kalır bir şeyler. Hem birleştirsen nafile "ben buradayım" diye bağıran bir iz bırakır. Unutamazsın daha çok merak edersin daha da çok bilmek istersin. Zihninde silinmeyen bir leke gibi kalır, sildikçe daha da çok kusan bir leke...

Aradığım şey ne bilmiyorum. Hem her şeyi bilmek istiyorum hem de deli gibi korkuyorum, bilmek istemiyorum hiç bir şey. Çünkü bilmek öyle derin bir kuyu ki ne kadar çok bilirsen o kadar derinleşiyor. Acı veriyor... Diyorsunki ilk sefer ki gibi acımıyor artık canın. Kabuk bağladı diyorsun içinden, gözünden düşen damlaların sayısı azaldıkça. Aslında öyle değil kandırmayalım birbirimizi. Olan biten, tüm hüzünlerin daha da derine işlemesinden ibaret sadece. Peki ya yanılıyorsam. Zihnime, kalbime, ruhuma acı veren tüm düşünceler saçmalıklarımsa. Yine aynı çelişki değil mi? Ne farkeder ki, gerçek ya da değil.    Kimse sana doğru demedi ama yalanda demedi. Kimse sana gelip "ben seni incitir miyim, kırar mıyım hiç?" demedi. Peki ya doğruysa... Ah!... İçimde öyle derin, tek bildiğim artık 'ne fark eder ki?'.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder