Sorular birikiyor. Her geçen gün kat be kat artarak birikiyor. Hesap sormak istiyorsun ama kimden? Aklım karmakarışık, içim sıkkın. Hiç bir cevap kesmiyor merakımı çünkü sorunun muhattabı değil cevaplayan ben. Uykuya dalmak güç, zihnim bu kadar bulanıkken çok güç. Öfkem kabardığında hiç kibar değilim, söylemek istediklerim zehir zemberek. Aslında kızgınlığım da kendime, ben ne zaman kaybettim bu denli kendimi? Mutsuzluğum öfkemle birleşince daha da yorulur oldum. Yüzümdeki, içimdeki bu mutsuzluk uzaklaşsın benden. Geçmişte bıraksın artık yakamı, güzel olan hatıralar acı vermiyor mu sanki? Gitsinler kendilerine kuytu bir köşe bulsunlar ve hatıra düşüpte ortaya saçıldıklarında toparlanıp yerleri her neresiyse oraya dönmesini de bilsinler.
Söylemek istediklerim bitmiyor, ne yazsam bir şeyler eksik kalıyor. O zaman son olarak, bu gece aklımda dönüp duran Özdemir Asaf'ın bi' şiirinin dizelerini ekliyorum yazımın sonuna.
Bir akşam üstü pencerenden bakıyordun
Ağır ağır, yollara inen karanlığa.
Bana benzeyen biri geçti evinin önünden.
Kalbin başladı hızlı hızlı çarpmaya...
O geçen ben değildim.
Bir gece, yatağında uyuyordun...
Uyanıverdin birden, sessiz dünyaya.
Bir rüyanın parçasıydı gözlerini açan,
Ve karanlıklar içindeydi odan...
Seni gören ben değildim.
...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder