Zuinl duzş? mulcdğ zuinl hlrıeu a mulcdğ hlrı erırp erırmğz uzludusndhırs çğz çr erırsr ;İ
f g ğ ı o d r n h p q w
u i e a ü t k m l y ş x
j ö v c ç z s b
9 Ocak 2010 Cumartesi
öyle geldi içimden...
Hani giderken bana demiştin ya sen yolcu yolunda gerek...
Bu şarkıyı severim Joshua pek bir güzeldir.
Hıhı evet Beyaz Show açık Tv'de. Ben kukumav kuşu gibi düşünürken, Aaa! dedim birden şarkıya kulak verince. Neyse öyle işte :)
Hadi şimdi yatalım yarın erken kalkalım :):):)
Bu şarkıyı severim Joshua pek bir güzeldir.
Hıhı evet Beyaz Show açık Tv'de. Ben kukumav kuşu gibi düşünürken, Aaa! dedim birden şarkıya kulak verince. Neyse öyle işte :)
Hadi şimdi yatalım yarın erken kalkalım :):):)
8 Ocak 2010 Cuma
Bazen isteyince oluyor be!
Joshua şaşkınlık içersinde gördüm seni. Beklemiyordun değil mi beni? Ben böyle sürprizleri severim. Neyse fazla vakit geçiremeyeceğim şimdi seninle. Hasta ablam, tuhaf durumların kadını annem ve bu ailenin en normal üyesi olan ben (babam google earth'nün başında oldukça mutlu hem o bu tarz filmleri sevmiyormuş) Mr. Bean's Holiday filmini seyredeceğiz. En son orta okula gidiyordum galiba Mr. Bean filmi seyrettiğimde. Neyse sevgili annem komedi filmi seyredelim dedi bizde hadi o zaman dedik. :D:D:D Bakalım bu defa ki macerası nasıl olacak?
Fransa'ya gitmiş Mr. Bean ah! ah! Birde eurostar'la yolculuk yapıyor. Anılarım canlanıyor kahroluyorum. Joshuacığım şimdi biz Ayşe ile Pisa'ya Pisa kulesini görmeye oradan da denize girmek için Viareggio'ya geçmiştik tabi biz regionalelerle yolculuk yapıyoruz. Eurostar lüks kalıyor sonuçta 9 euro vermek var 21 euro vermek var. Neyse biz Viareggio'dan dönüşte direkt Floransa'ya tren olmadığından önce Pisa ondan sonra Floransa'ya gidecektik. Biz trene alelacele yetişip Pisa'ya geçtik trenlerin geliş saatleride çok kısa aralıklarla tabi birde en küçük tren istasyonu bile 8 peron olunca bizim trenler arası depar atmamız gerekli. Koştur koştur doğru perona gelince baktık ki floransa için eurostar gelmiş. Bizim elimizde 2. sınıf regionale biletler var. Saatte geç oldu. Ayşe bu biletlerde eurostarda geçiyor dedi. Biz koştur koştur bindik eurostar'a içi bildiğin buzhane isterse saray olsun. Neyse biz gülüşüyoruz mutluyuz falan filan derken kondüktör geldi biletler dedi. Biz ezik biletlerimizi gösterince tabi 18 euro ceza da bize girdi :S Hayır tekrar para ödemek durumunda kaldığımamı yanayım klima sebebi ile bir tarafımın donduğuna mı yanayım? Zaten İtalya'da ki trenler sağolsun buz gibi. Birde yolculuğa çıkarken öyle gerzek bir durumla karşılaşıyordum. (bu arada filme zorunlu mola vermek sebebinde kaldım ablamın iğne için hastahaneye gitmesi gerekiyorda ondna düştü yine çenem pardon elim :( ) Dışarısı 40-41 derece ve kuru sıcak conversimin tabanı eriyordu düşün hatta ojelerim çorabıma yapışıyordu o denli iğrenç bir sıcak neyse trenlerde olabildiğine soğuk. İnsanız sonuçta fizyolojimiz bunu nasıl kaldırsın. Valla uyusan ölürsün o kadar soğuk bir tren düşün. Hani anlamıyorum o derece soğuk olması bir tek beni mi rahatsız ediyordu? Millet donmuyor muydu?İnsanlar trene bindiğinde karşılaştığı ani hava değişimini nasıl bu kadar normal karşılıyordu? Falan filan... Regionaleler bu kadar soğukken eurostarın o kadar soğuk olmasına getirdiğim yorum şuydu: Paranla sersefil oluyorsun, bu kadar! :D:D:D Ya bu, siz bu kadar para verdiniz daha az üşüyün siz daha çok para verdiniz alın ulan size sıvı nitrojenle -196 santigrat mı? Ne bu yav! İtalyan Devlet Demir Yolları(!) :D:D:D sana sesleniyorum şu klimayı insanların barına bileceği bir soğukluk derecesinde aç! Trene cıbıl cıbıl binebilecek cesarette insanlar gördüm ben boşver onların ekstrem tercihlerini bizim gibi soğuktan havlusuna, polarına sarılmış insanlara bak! Bizde Avrupayız bir yerde ya ama sen ille de Ruslar diyorsan bilemem tabi :(:(:( Her şeye rağmen güzel anılardı be! Özledim! :(:(:( Sırtımda çantam elimde çıkınım kulağımda "attenzione!" sesini özledim. Bak joshua nereden nereye geldik gördün mü?
Konu atlayayım bari. Bugün Nilaycan çok hasta olduğu için onun yerine bugün tiyatroda 5. ceset rolünü ben oynadım. :):):) Çok heyecan vericiydi. Aslında sahneye her çıkışımda heyecanlanıyor olmamı seviyorum küçücük roller olsada adrenalimi yükseltiyor :D. Şimdi kendimle kısa bir söyleşi. "Evet Nihan hanım bu tiyatro oyununda ölü bir kişiyi canlandırmışsınız(bu kelime adamı çelişkiden ironiye her bi şeye sürükler adamı). Rolünüze nasıl hazırlandınız acaba? Özümsemek için neler yaptınız?" soruyu soran bene cevap veren ben: Eee şimdi şöyle oldu, kem.. küm.. Aslında benimsemek derken? Bir ara morg ziyaretim olmadı değil tabi.
Oyun esnasında Ayşegül ve Duygu'nun aralarında geçen muhabbet.
Ayşegül: Duygu fark ettin mi ışıklar kapanır kapanmaz ilk kalkan hep Nihan?
Duygu: Evet Nihan hemen kalkıyor.
Ayşegül: Aslında ben oyun esnasında nasıl put gibi durduğuna şaşırıyorum.
Ayşegül'ün bana söylediği tek şeyde bu oldu. Nihan gülmeden, hareket etmeden nasıl durdun tebirk ediyorum seni arkadaşım.
İşte Joshua biz buna tiyatro aşkı, sahnede devleşme diyoruz! :P:D:D (bak bu megolamanlığın en önde bayrak koşanın söyleceği şeydir)
Ayrıca unutmadan, aklıma gelmişken söyleyeyim. Dün sayıp sövdüğüm bilgisayar dersinden geçiyorum Joshuacığım hadi hayırlı uğurlu olsun. :D:D:D
Şimdilik bu kadar lak lak yeter. Öperim yanaklarından gözlerinden :D
Son olarak iyi ki bu defa uzatmayacağım demişim maşallah yin epey yazmışım. Neyse görüşmek üzere... :):)
Fransa'ya gitmiş Mr. Bean ah! ah! Birde eurostar'la yolculuk yapıyor. Anılarım canlanıyor kahroluyorum. Joshuacığım şimdi biz Ayşe ile Pisa'ya Pisa kulesini görmeye oradan da denize girmek için Viareggio'ya geçmiştik tabi biz regionalelerle yolculuk yapıyoruz. Eurostar lüks kalıyor sonuçta 9 euro vermek var 21 euro vermek var. Neyse biz Viareggio'dan dönüşte direkt Floransa'ya tren olmadığından önce Pisa ondan sonra Floransa'ya gidecektik. Biz trene alelacele yetişip Pisa'ya geçtik trenlerin geliş saatleride çok kısa aralıklarla tabi birde en küçük tren istasyonu bile 8 peron olunca bizim trenler arası depar atmamız gerekli. Koştur koştur doğru perona gelince baktık ki floransa için eurostar gelmiş. Bizim elimizde 2. sınıf regionale biletler var. Saatte geç oldu. Ayşe bu biletlerde eurostarda geçiyor dedi. Biz koştur koştur bindik eurostar'a içi bildiğin buzhane isterse saray olsun. Neyse biz gülüşüyoruz mutluyuz falan filan derken kondüktör geldi biletler dedi. Biz ezik biletlerimizi gösterince tabi 18 euro ceza da bize girdi :S Hayır tekrar para ödemek durumunda kaldığımamı yanayım klima sebebi ile bir tarafımın donduğuna mı yanayım? Zaten İtalya'da ki trenler sağolsun buz gibi. Birde yolculuğa çıkarken öyle gerzek bir durumla karşılaşıyordum. (bu arada filme zorunlu mola vermek sebebinde kaldım ablamın iğne için hastahaneye gitmesi gerekiyorda ondna düştü yine çenem pardon elim :( ) Dışarısı 40-41 derece ve kuru sıcak conversimin tabanı eriyordu düşün hatta ojelerim çorabıma yapışıyordu o denli iğrenç bir sıcak neyse trenlerde olabildiğine soğuk. İnsanız sonuçta fizyolojimiz bunu nasıl kaldırsın. Valla uyusan ölürsün o kadar soğuk bir tren düşün. Hani anlamıyorum o derece soğuk olması bir tek beni mi rahatsız ediyordu? Millet donmuyor muydu?İnsanlar trene bindiğinde karşılaştığı ani hava değişimini nasıl bu kadar normal karşılıyordu? Falan filan... Regionaleler bu kadar soğukken eurostarın o kadar soğuk olmasına getirdiğim yorum şuydu: Paranla sersefil oluyorsun, bu kadar! :D:D:D Ya bu, siz bu kadar para verdiniz daha az üşüyün siz daha çok para verdiniz alın ulan size sıvı nitrojenle -196 santigrat mı? Ne bu yav! İtalyan Devlet Demir Yolları(!) :D:D:D sana sesleniyorum şu klimayı insanların barına bileceği bir soğukluk derecesinde aç! Trene cıbıl cıbıl binebilecek cesarette insanlar gördüm ben boşver onların ekstrem tercihlerini bizim gibi soğuktan havlusuna, polarına sarılmış insanlara bak! Bizde Avrupayız bir yerde ya ama sen ille de Ruslar diyorsan bilemem tabi :(:(:( Her şeye rağmen güzel anılardı be! Özledim! :(:(:( Sırtımda çantam elimde çıkınım kulağımda "attenzione!" sesini özledim. Bak joshua nereden nereye geldik gördün mü?
Konu atlayayım bari. Bugün Nilaycan çok hasta olduğu için onun yerine bugün tiyatroda 5. ceset rolünü ben oynadım. :):):) Çok heyecan vericiydi. Aslında sahneye her çıkışımda heyecanlanıyor olmamı seviyorum küçücük roller olsada adrenalimi yükseltiyor :D. Şimdi kendimle kısa bir söyleşi. "Evet Nihan hanım bu tiyatro oyununda ölü bir kişiyi canlandırmışsınız(bu kelime adamı çelişkiden ironiye her bi şeye sürükler adamı). Rolünüze nasıl hazırlandınız acaba? Özümsemek için neler yaptınız?" soruyu soran bene cevap veren ben: Eee şimdi şöyle oldu, kem.. küm.. Aslında benimsemek derken? Bir ara morg ziyaretim olmadı değil tabi.
Oyun esnasında Ayşegül ve Duygu'nun aralarında geçen muhabbet.
Ayşegül: Duygu fark ettin mi ışıklar kapanır kapanmaz ilk kalkan hep Nihan?
Duygu: Evet Nihan hemen kalkıyor.
Ayşegül: Aslında ben oyun esnasında nasıl put gibi durduğuna şaşırıyorum.
Ayşegül'ün bana söylediği tek şeyde bu oldu. Nihan gülmeden, hareket etmeden nasıl durdun tebirk ediyorum seni arkadaşım.
İşte Joshua biz buna tiyatro aşkı, sahnede devleşme diyoruz! :P:D:D (bak bu megolamanlığın en önde bayrak koşanın söyleceği şeydir)
Ayrıca unutmadan, aklıma gelmişken söyleyeyim. Dün sayıp sövdüğüm bilgisayar dersinden geçiyorum Joshuacığım hadi hayırlı uğurlu olsun. :D:D:D
Şimdilik bu kadar lak lak yeter. Öperim yanaklarından gözlerinden :D
Son olarak iyi ki bu defa uzatmayacağım demişim maşallah yin epey yazmışım. Neyse görüşmek üzere... :):)
7 Ocak 2010 Perşembe
Hım... 2010...
Sinirlenmiş ben ve yeni yılın ilk blogunda sohbet edilen Joshua. O yüzden evet hım... :) Bilgisayar dersi senden nefret ediyorum yarın bilgisayar sınavı olması durumundan iğreniyorum. Açılın lütfen bi' kusup gelmem lazım. Ben aslında kimya sınavı var sanıyordum bu bana yapılan bir haksızlık mı yoksa üniversitenin sayfasından sınav günlerini adam gibi öğrenmemiş olmamdan mı kaynaklı? Yok tüm fikrimi değiştirdim ben kendi beynimin mağduru oldum.
Sınavların çoğu bitti azı kaldı gel gör ki bende derin izi kaldı. Şöyle bir bana süpriz olması amaçlı şu sınavları gereken puanla geçsem de bütünlemeymiş falanmış filanmış uğraşmasam ne güzel olurdu... Ama işte ancak olur_du! :S Bu arada " Demir iyi çocuk" anneanneme sevgilerimle... :):):):) Bu sözdür bizde demir ve benzeri isimlere sempati kazandıran :P:D Mesela benim çocuğum olsa ileride oğlan olursa tabi adını demir, demirhan ya da demircan (yok be bu iğrenç oldu :S) koyacağım yani o derece :P Neyse aklıma gelmişken diziler konusu beynimdeyken belirtmek isterim, madem sürekli Türk Klasikleri dizi"film" haline geliyor bence artık dünya klasiklerine geçme vaktide geldi bence ilk olarak Suç ve Ceza'dan başlamalılar tabi Dostoyevski'nin kemikleri mi sızlar adamcağız mezarında ters mi döner bilmiyorum ama bizimkilerin çoktan ters döndüğü kesin. Neyse bu kadar sosyal mesaj yeterli ve aslında gereksizdi ya boşver be Joshua.
2010'dayız değil mi şimdi biz? Çok komik geliyor bazen bu durum bana, gereksiz yere. Ben bu yıla bomba gibi başladığıma inanıyorum Joshua. Bundan önce ki yıllarda hep yeni gelen yılın benim için şansız ve de berbat geçeceği düşüncesi doğardı. İlk kez bu denli kendimi yenilenmiş hissediyorum. Oysa çift sayılardan hiç haz etmem bilirsin. Ben bu yıl egomu pohpohlayıp tekrar eski ben olacağım evet, evet hassas kalbim değil hassas egom benim biriciğim :D:D:D Kıskanma Joshua sen bilirsin yerini :)
Sanki joshua'yla konuşurken kendi kendime konuşmuyormuş gibi yapıp şöyle diyorum: Şimdi kendime sesleniyorum Joshua sen üzerine alınma ;) Bu yıl İstanbul'un olduğu kadar seninde yılın be güzelim iyi değerlendir bu parlak seneyi, kim bilir belki 2011 daha bi' iyi gelir!! :D:D:D
Şimdi düşünüyorumda aslında ben kendimi seviyorum, hem de çok seviyorum he :) Bu megolamanlık değil gerçekten. Çünkü kendimi tanıyorum ne olduğumu ne olmadığımı biliyorum. Bana ait olanı olduğu gibi dışarı yansıttığımı biliyorum.Yalan söylediğimde yüzümün kızardığını biliyorum. Utandığımda yüzümün kızardığını biliyorum. Güldüğümde gerçekten güldüğümü, ağladığımda gerçekten ağladığımı biliyorum ve bunları gün içerisinde de inişli çıkışlı yaşıyorum. Ben olduğum gibi yaşıyorum, hissettiğim gibi... Belki de o yüzden bu denli dengesiz olarak nitelendiriliyorum. O yüzden bana da kendini normal sıfatında değerlendirenler tuhaf geliyor. Eğer biz insansak (ki öylemiyiz genel olarak bilemiyorum. ki bu konuya da bu aralar fazla takığım neden bilinmez) bizim duygularımız var demektir, duygular değişkendir yani otomatik olarak bizde değişkeniz. Bu da benim değişkenliğimi açıklıyor sanırım. Kendimi tanıyorum demiştim o sebeple gerçekçide olmalıyım. Ben öyle sevgi pıtırcığı aman allahım bir insan falan değilim bu konuda anlaşalım. Oldukça uyuz, sinirli bir yapıya sahibim. En azından özümde bunun da olduğunu biliyorum. Bunu açıkça yaşıyabiliyor olmayı da seviyorum. Kimseye kendimi anlatmak zorunda olmadığımı biliyorum. (sen hariç Joshua :) ) Davranışlarımın tercümesini yapmak zorunda olmadığımı biliyorum, çünkü aslında insanlar biraz kulak verse her şeyin nedenini öğrenebileceğine inanıyorum ama insanlar bencilliğini kabul dahi etmiyorlar. Hala kendi yanlarından değerlendiriyorlar her şeyi. Kendi çıkarları doğrultusunda dinliyorlar seni beni. Ben mi? Ben bencilliğimin farkındayım hatta bazen bile bile bencilim. İtiraf edeyim bunun içinde seviyorum kendimi. Kendimde fark ettiğim bir şey daha, mutsuz olmak için hiç bir nedenim yokken mutluluğumu tuhaf bulan ve hangi sebeple bilmiyorum kendine mutsuzluklar uyduran bir deliyim. Neden? İnan bende bilmiyorum. Geçmişte yaşadığım saçma sapan bohemlere inat kendi kasvetinin içinde boğulan insanlara inat ben mutluyum ulan! Bir programda seyretmiştim bir bayan anlatıyordu psikiyatrist miydi neydi bilmiyorum ama diyordu ki: Bazı insanlar mutluluk geniyle doğar bazılarında bu gen olmaz. Bu gen olayı falan filan ne denli doğru bilmiyorum ama eğer varsa bende olduğu kesin. Biliyorum ki ne olursa olsun ben yine gülerim.
Neyse kendimle alakalı mükemmel özelliklerimi anlatmayacağım korkama Joshua :P:D:D Onları başkalarına bırakıyorum. ;) Bak şimdi megolamanlığa başlamış oldum. Ee bazen oda gerekli tabi suyunu çıkartmadan. Şuan saat 01:01 miş ve tarih 8 Ocak olmuş ben 7'i oldu sanıyordum. Bu yazıda yeni yılın ilk blogu oldu :) Umarım son olarak kalmaz malum şikayetçi olduğum bilgisayarım falan filan :D Bu kadar günah çıkartmada yeter sanırım. Ya gidip yatayım ya da yarın ki aptal sınav için kafama bir iki bilgi daha katayım. Teşekkürler bana az biraz ortak olduğun için.
Görüşmek dileğiyle, şimdilik hoşçakal bakalım.
Sınavların çoğu bitti azı kaldı gel gör ki bende derin izi kaldı. Şöyle bir bana süpriz olması amaçlı şu sınavları gereken puanla geçsem de bütünlemeymiş falanmış filanmış uğraşmasam ne güzel olurdu... Ama işte ancak olur_du! :S Bu arada " Demir iyi çocuk" anneanneme sevgilerimle... :):):):) Bu sözdür bizde demir ve benzeri isimlere sempati kazandıran :P:D Mesela benim çocuğum olsa ileride oğlan olursa tabi adını demir, demirhan ya da demircan (yok be bu iğrenç oldu :S) koyacağım yani o derece :P Neyse aklıma gelmişken diziler konusu beynimdeyken belirtmek isterim, madem sürekli Türk Klasikleri dizi"film" haline geliyor bence artık dünya klasiklerine geçme vaktide geldi bence ilk olarak Suç ve Ceza'dan başlamalılar tabi Dostoyevski'nin kemikleri mi sızlar adamcağız mezarında ters mi döner bilmiyorum ama bizimkilerin çoktan ters döndüğü kesin. Neyse bu kadar sosyal mesaj yeterli ve aslında gereksizdi ya boşver be Joshua.
2010'dayız değil mi şimdi biz? Çok komik geliyor bazen bu durum bana, gereksiz yere. Ben bu yıla bomba gibi başladığıma inanıyorum Joshua. Bundan önce ki yıllarda hep yeni gelen yılın benim için şansız ve de berbat geçeceği düşüncesi doğardı. İlk kez bu denli kendimi yenilenmiş hissediyorum. Oysa çift sayılardan hiç haz etmem bilirsin. Ben bu yıl egomu pohpohlayıp tekrar eski ben olacağım evet, evet hassas kalbim değil hassas egom benim biriciğim :D:D:D Kıskanma Joshua sen bilirsin yerini :)
Sanki joshua'yla konuşurken kendi kendime konuşmuyormuş gibi yapıp şöyle diyorum: Şimdi kendime sesleniyorum Joshua sen üzerine alınma ;) Bu yıl İstanbul'un olduğu kadar seninde yılın be güzelim iyi değerlendir bu parlak seneyi, kim bilir belki 2011 daha bi' iyi gelir!! :D:D:D
Şimdi düşünüyorumda aslında ben kendimi seviyorum, hem de çok seviyorum he :) Bu megolamanlık değil gerçekten. Çünkü kendimi tanıyorum ne olduğumu ne olmadığımı biliyorum. Bana ait olanı olduğu gibi dışarı yansıttığımı biliyorum.Yalan söylediğimde yüzümün kızardığını biliyorum. Utandığımda yüzümün kızardığını biliyorum. Güldüğümde gerçekten güldüğümü, ağladığımda gerçekten ağladığımı biliyorum ve bunları gün içerisinde de inişli çıkışlı yaşıyorum. Ben olduğum gibi yaşıyorum, hissettiğim gibi... Belki de o yüzden bu denli dengesiz olarak nitelendiriliyorum. O yüzden bana da kendini normal sıfatında değerlendirenler tuhaf geliyor. Eğer biz insansak (ki öylemiyiz genel olarak bilemiyorum. ki bu konuya da bu aralar fazla takığım neden bilinmez) bizim duygularımız var demektir, duygular değişkendir yani otomatik olarak bizde değişkeniz. Bu da benim değişkenliğimi açıklıyor sanırım. Kendimi tanıyorum demiştim o sebeple gerçekçide olmalıyım. Ben öyle sevgi pıtırcığı aman allahım bir insan falan değilim bu konuda anlaşalım. Oldukça uyuz, sinirli bir yapıya sahibim. En azından özümde bunun da olduğunu biliyorum. Bunu açıkça yaşıyabiliyor olmayı da seviyorum. Kimseye kendimi anlatmak zorunda olmadığımı biliyorum. (sen hariç Joshua :) ) Davranışlarımın tercümesini yapmak zorunda olmadığımı biliyorum, çünkü aslında insanlar biraz kulak verse her şeyin nedenini öğrenebileceğine inanıyorum ama insanlar bencilliğini kabul dahi etmiyorlar. Hala kendi yanlarından değerlendiriyorlar her şeyi. Kendi çıkarları doğrultusunda dinliyorlar seni beni. Ben mi? Ben bencilliğimin farkındayım hatta bazen bile bile bencilim. İtiraf edeyim bunun içinde seviyorum kendimi. Kendimde fark ettiğim bir şey daha, mutsuz olmak için hiç bir nedenim yokken mutluluğumu tuhaf bulan ve hangi sebeple bilmiyorum kendine mutsuzluklar uyduran bir deliyim. Neden? İnan bende bilmiyorum. Geçmişte yaşadığım saçma sapan bohemlere inat kendi kasvetinin içinde boğulan insanlara inat ben mutluyum ulan! Bir programda seyretmiştim bir bayan anlatıyordu psikiyatrist miydi neydi bilmiyorum ama diyordu ki: Bazı insanlar mutluluk geniyle doğar bazılarında bu gen olmaz. Bu gen olayı falan filan ne denli doğru bilmiyorum ama eğer varsa bende olduğu kesin. Biliyorum ki ne olursa olsun ben yine gülerim.
Neyse kendimle alakalı mükemmel özelliklerimi anlatmayacağım korkama Joshua :P:D:D Onları başkalarına bırakıyorum. ;) Bak şimdi megolamanlığa başlamış oldum. Ee bazen oda gerekli tabi suyunu çıkartmadan. Şuan saat 01:01 miş ve tarih 8 Ocak olmuş ben 7'i oldu sanıyordum. Bu yazıda yeni yılın ilk blogu oldu :) Umarım son olarak kalmaz malum şikayetçi olduğum bilgisayarım falan filan :D Bu kadar günah çıkartmada yeter sanırım. Ya gidip yatayım ya da yarın ki aptal sınav için kafama bir iki bilgi daha katayım. Teşekkürler bana az biraz ortak olduğun için.
Görüşmek dileğiyle, şimdilik hoşçakal bakalım.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)