7 Ocak 2010 Perşembe

Hım... 2010...

Sinirlenmiş ben ve yeni yılın ilk blogunda sohbet edilen Joshua. O yüzden evet hım... :) Bilgisayar dersi senden nefret ediyorum yarın bilgisayar sınavı olması durumundan iğreniyorum. Açılın lütfen bi' kusup gelmem lazım. Ben aslında kimya sınavı var sanıyordum bu bana yapılan bir haksızlık mı yoksa üniversitenin sayfasından sınav günlerini adam gibi öğrenmemiş olmamdan mı kaynaklı? Yok tüm fikrimi değiştirdim ben kendi beynimin mağduru oldum.

Sınavların çoğu bitti azı kaldı gel gör ki bende derin izi kaldı. Şöyle bir bana süpriz olması amaçlı şu sınavları gereken puanla geçsem de bütünlemeymiş falanmış filanmış uğraşmasam ne güzel olurdu... Ama işte ancak olur_du! :S Bu arada " Demir iyi çocuk" anneanneme sevgilerimle... :):):):) Bu sözdür bizde demir ve benzeri isimlere sempati kazandıran :P:D Mesela benim çocuğum olsa ileride oğlan olursa tabi adını demir, demirhan ya da demircan (yok be bu iğrenç oldu :S) koyacağım yani o derece :P Neyse aklıma gelmişken diziler konusu beynimdeyken belirtmek isterim, madem sürekli Türk Klasikleri dizi"film" haline geliyor bence artık dünya klasiklerine geçme vaktide geldi bence ilk olarak Suç ve Ceza'dan başlamalılar tabi Dostoyevski'nin kemikleri mi sızlar adamcağız mezarında ters mi döner bilmiyorum ama bizimkilerin çoktan ters döndüğü kesin. Neyse bu kadar sosyal mesaj yeterli ve aslında gereksizdi ya boşver be Joshua.

2010'dayız değil mi şimdi biz? Çok komik geliyor bazen bu durum bana, gereksiz yere. Ben bu yıla bomba gibi başladığıma inanıyorum Joshua. Bundan önce ki yıllarda hep yeni gelen yılın benim için şansız ve de berbat geçeceği düşüncesi doğardı. İlk kez bu denli kendimi yenilenmiş hissediyorum. Oysa çift sayılardan hiç haz etmem bilirsin. Ben bu yıl egomu pohpohlayıp tekrar eski ben olacağım evet, evet hassas kalbim değil hassas egom benim biriciğim :D:D:D Kıskanma Joshua sen bilirsin yerini :)

Sanki joshua'yla konuşurken kendi kendime konuşmuyormuş gibi yapıp şöyle diyorum: Şimdi kendime sesleniyorum Joshua sen üzerine alınma ;) Bu yıl İstanbul'un olduğu kadar seninde yılın be güzelim iyi değerlendir bu parlak seneyi, kim bilir belki 2011 daha bi' iyi gelir!! :D:D:D

Şimdi düşünüyorumda aslında ben kendimi seviyorum, hem de çok seviyorum he :) Bu megolamanlık değil gerçekten. Çünkü kendimi tanıyorum ne olduğumu ne olmadığımı biliyorum. Bana ait olanı olduğu gibi dışarı yansıttığımı biliyorum.Yalan söylediğimde yüzümün kızardığını biliyorum. Utandığımda yüzümün kızardığını biliyorum. Güldüğümde gerçekten güldüğümü, ağladığımda gerçekten ağladığımı biliyorum ve bunları gün içerisinde de inişli çıkışlı yaşıyorum. Ben olduğum gibi yaşıyorum, hissettiğim gibi... Belki de o yüzden bu denli dengesiz olarak nitelendiriliyorum. O yüzden bana da kendini normal sıfatında değerlendirenler tuhaf geliyor. Eğer biz insansak (ki öylemiyiz genel olarak bilemiyorum. ki bu konuya da bu aralar fazla takığım neden bilinmez) bizim duygularımız var demektir, duygular değişkendir yani otomatik olarak bizde değişkeniz. Bu da benim değişkenliğimi açıklıyor sanırım. Kendimi tanıyorum demiştim o sebeple gerçekçide olmalıyım. Ben öyle sevgi pıtırcığı aman allahım bir insan falan değilim bu konuda anlaşalım. Oldukça uyuz, sinirli bir yapıya sahibim. En azından özümde bunun da olduğunu biliyorum. Bunu açıkça yaşıyabiliyor olmayı da seviyorum. Kimseye kendimi anlatmak zorunda olmadığımı biliyorum. (sen hariç Joshua :) ) Davranışlarımın tercümesini yapmak zorunda olmadığımı biliyorum, çünkü aslında insanlar biraz kulak verse her şeyin nedenini öğrenebileceğine inanıyorum ama insanlar bencilliğini kabul dahi etmiyorlar. Hala kendi yanlarından değerlendiriyorlar her şeyi. Kendi çıkarları doğrultusunda dinliyorlar seni beni. Ben mi? Ben bencilliğimin farkındayım hatta bazen bile bile bencilim. İtiraf edeyim bunun içinde seviyorum kendimi. Kendimde fark ettiğim bir şey daha, mutsuz olmak için hiç bir nedenim yokken mutluluğumu tuhaf bulan ve hangi sebeple bilmiyorum kendine mutsuzluklar uyduran bir deliyim. Neden? İnan bende bilmiyorum. Geçmişte yaşadığım saçma sapan bohemlere inat kendi kasvetinin içinde boğulan insanlara inat ben mutluyum ulan! Bir programda seyretmiştim bir bayan anlatıyordu psikiyatrist miydi neydi bilmiyorum ama diyordu ki: Bazı insanlar mutluluk geniyle doğar bazılarında bu gen olmaz. Bu gen olayı falan filan ne denli doğru bilmiyorum ama eğer varsa bende olduğu kesin. Biliyorum ki ne olursa olsun ben yine gülerim.

Neyse kendimle alakalı mükemmel özelliklerimi anlatmayacağım korkama Joshua :P:D:D Onları başkalarına bırakıyorum. ;) Bak şimdi megolamanlığa başlamış oldum. Ee bazen oda gerekli tabi suyunu çıkartmadan. Şuan saat 01:01 miş ve tarih 8 Ocak olmuş ben 7'i oldu sanıyordum. Bu yazıda yeni yılın ilk blogu oldu :) Umarım son olarak kalmaz malum şikayetçi olduğum bilgisayarım falan filan :D Bu kadar günah çıkartmada yeter sanırım. Ya gidip yatayım ya da yarın ki aptal sınav için kafama bir iki bilgi daha katayım. Teşekkürler bana az biraz ortak olduğun için.

Görüşmek dileğiyle, şimdilik hoşçakal bakalım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder