8 Ocak 2010 Cuma

Bazen isteyince oluyor be!

Joshua şaşkınlık içersinde gördüm seni. Beklemiyordun değil mi beni? Ben böyle sürprizleri severim. Neyse fazla vakit geçiremeyeceğim şimdi seninle. Hasta ablam, tuhaf durumların kadını annem ve bu ailenin en normal üyesi olan ben (babam google earth'nün başında oldukça mutlu hem o bu tarz filmleri sevmiyormuş) Mr. Bean's Holiday filmini seyredeceğiz. En son orta okula gidiyordum galiba Mr. Bean filmi seyrettiğimde. Neyse sevgili annem komedi filmi seyredelim dedi bizde hadi o zaman dedik. :D:D:D Bakalım bu defa ki macerası nasıl olacak?

Fransa'ya gitmiş Mr. Bean ah! ah! Birde eurostar'la yolculuk yapıyor. Anılarım canlanıyor kahroluyorum. Joshuacığım şimdi biz Ayşe ile Pisa'ya Pisa kulesini görmeye oradan da denize girmek için Viareggio'ya geçmiştik tabi biz regionalelerle yolculuk yapıyoruz. Eurostar lüks kalıyor sonuçta 9 euro vermek var 21 euro vermek var. Neyse biz Viareggio'dan dönüşte direkt Floransa'ya tren olmadığından önce Pisa ondan sonra Floransa'ya gidecektik. Biz trene alelacele yetişip Pisa'ya geçtik trenlerin geliş saatleride çok kısa aralıklarla tabi birde en küçük tren istasyonu bile 8 peron olunca bizim trenler arası depar atmamız gerekli. Koştur koştur doğru perona gelince baktık ki floransa için eurostar gelmiş. Bizim elimizde 2. sınıf regionale biletler var. Saatte geç oldu. Ayşe bu biletlerde eurostarda geçiyor dedi. Biz koştur koştur bindik eurostar'a içi bildiğin buzhane isterse saray olsun. Neyse biz gülüşüyoruz mutluyuz falan filan derken kondüktör geldi biletler dedi. Biz ezik biletlerimizi gösterince tabi 18 euro ceza da bize girdi :S Hayır tekrar para ödemek durumunda kaldığımamı yanayım klima sebebi ile bir tarafımın donduğuna mı yanayım? Zaten İtalya'da ki trenler sağolsun buz gibi. Birde yolculuğa çıkarken öyle gerzek bir durumla karşılaşıyordum. (bu arada filme zorunlu mola vermek sebebinde kaldım ablamın iğne için hastahaneye gitmesi gerekiyorda ondna düştü yine çenem pardon elim :( ) Dışarısı 40-41 derece ve kuru sıcak conversimin tabanı eriyordu düşün hatta ojelerim çorabıma yapışıyordu o denli iğrenç bir sıcak neyse trenlerde olabildiğine soğuk. İnsanız sonuçta fizyolojimiz bunu nasıl kaldırsın. Valla uyusan ölürsün o kadar soğuk bir tren düşün. Hani anlamıyorum o derece soğuk olması bir tek beni mi rahatsız ediyordu? Millet donmuyor muydu?İnsanlar trene bindiğinde karşılaştığı ani hava değişimini nasıl bu kadar normal karşılıyordu? Falan filan... Regionaleler bu kadar soğukken eurostarın o kadar soğuk olmasına getirdiğim yorum şuydu: Paranla sersefil oluyorsun, bu kadar! :D:D:D Ya bu, siz bu kadar para verdiniz daha az üşüyün siz daha çok para verdiniz alın ulan size sıvı nitrojenle -196 santigrat mı? Ne bu yav! İtalyan Devlet Demir Yolları(!) :D:D:D sana sesleniyorum şu klimayı insanların barına bileceği bir soğukluk derecesinde aç! Trene cıbıl cıbıl binebilecek cesarette insanlar gördüm ben boşver onların ekstrem tercihlerini bizim gibi soğuktan havlusuna, polarına sarılmış insanlara bak! Bizde Avrupayız bir yerde ya ama sen ille de Ruslar diyorsan bilemem tabi :(:(:( Her şeye rağmen güzel anılardı be! Özledim! :(:(:( Sırtımda çantam elimde çıkınım kulağımda "attenzione!" sesini özledim. Bak joshua nereden nereye geldik gördün mü?

Konu atlayayım bari. Bugün Nilaycan çok hasta olduğu için onun yerine bugün tiyatroda 5. ceset rolünü ben oynadım. :):):) Çok heyecan vericiydi. Aslında sahneye her çıkışımda heyecanlanıyor olmamı seviyorum küçücük roller olsada adrenalimi yükseltiyor :D. Şimdi kendimle kısa bir söyleşi. "Evet Nihan hanım bu tiyatro oyununda ölü bir kişiyi canlandırmışsınız(bu kelime adamı çelişkiden ironiye her bi şeye sürükler adamı). Rolünüze nasıl hazırlandınız acaba? Özümsemek için neler yaptınız?" soruyu soran bene cevap veren ben: Eee şimdi şöyle oldu, kem.. küm.. Aslında benimsemek derken? Bir ara morg ziyaretim olmadı değil tabi.

Oyun esnasında Ayşegül ve Duygu'nun aralarında geçen muhabbet.

Ayşegül: Duygu fark ettin mi ışıklar kapanır kapanmaz ilk kalkan hep Nihan?
Duygu: Evet Nihan hemen kalkıyor.
Ayşegül: Aslında ben oyun esnasında nasıl put gibi durduğuna şaşırıyorum.

Ayşegül'ün bana söylediği tek şeyde bu oldu. Nihan gülmeden, hareket etmeden nasıl durdun tebirk ediyorum seni arkadaşım.

İşte Joshua biz buna tiyatro aşkı, sahnede devleşme diyoruz! :P:D:D (bak bu megolamanlığın en önde bayrak koşanın söyleceği şeydir)

Ayrıca unutmadan, aklıma gelmişken söyleyeyim. Dün sayıp sövdüğüm bilgisayar dersinden geçiyorum Joshuacığım hadi hayırlı uğurlu olsun. :D:D:D

Şimdilik bu kadar lak lak yeter. Öperim yanaklarından gözlerinden :D

Son olarak iyi ki bu defa uzatmayacağım demişim maşallah yin epey yazmışım. Neyse görüşmek üzere... :):)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder