Öncelikle neresinden tutsam kelimelerin de adam gibi cümleler kurabilsem diye düşünüyorum. Epey olmuş ben yine yazmayalı. Muhtemelen yine saçmalayacağım. Başlıktan da anlaşılacağı gibi bir derdim var benim. Bulaşmayın bana bu havarlarda. Şimdi size dinazorların yok oluş hikayelerinden birini anlatacağım ve benimle alakalı olarak bir bağlantı kurucağız. Cidden.
Dinazor adında ki zavallı hayvancıklar (tamamen nesilleri tükendiği için zavallı sıfatı kullanılmıştır yoksa haddime mi!!) bundan bi' 200-250 milyon yıl önce dünyaya merhaba demişlerdir. Şöyle bi' 100-150 milyon kadar bir sürede gerek dünya üzerinde koşmak, uçmak ve de avlanmak gibi faaliyelerde bulunmuş oldukları gibi kendi nesilleri içinde sevimli yavrular dünyaya getirmişlerdir. Git gide çoğalmışlar ve büyük bir saltanata kavuşmuşlardır. Tabi her yükselişin bir çöküşü de vardır elbet. Zavallı dinazorcuklar mutlu mesut tüm güç dengeleri ellerinde dünya üzerinde sefa sürerlerken tüm Hollywood filmlerinde de olduğu gibi devasal boyutta eşek kadar bi' gök taşı Amerika'ya düşmüştür. Zaten neden bütün filmlerde tüm felaketlerin Amerika'nın başına geldiğini de bu durum açıklamaktadır. (Amerika ile aynı kaderi mi paylaşıyorum tanrım ben?) Çarpışma o kadar şiddetli olmuştur ki dünya üzerinde yaşayan canlı türü %60-%70 azalma göstermiştir. Gariban canlılar oradan oraya uçuşmuşlar neye uğradıklarını şaşırmışlardır. Neyse efendim bu çarpışmayla tabi ki çok miktarda toz bulutu oluşmuş ve bu tozlar atmosferi kaplamıştır. Güneş ışınları yer yüzüne ulaşamamış ve dünya çok uzun süre karanlıkta kalmıştır. Yeryüzünü ısıtıp aydınlatmayan güneş ışığı fotosentezi durdurmuş ve dünyayı soğumaya ve donmaya terk etmiştir. Peki bu gariban dinazorlar bundan nasıl etkilenmiştir? Bilindiği üzere dinazorlar soğukkanlı hayvanlardır aynı kurbağalar ve yılanlar gibi. Her insan evladı hayatında bir kere tam zıplarken soğuktan kaskatı kesilip donmuş bir kurbağa görmüştür elbet. İşte dinazorlarda bu soğuk dünya üzerinde hareket yeteneklerini yavaş yavaş kaybetmiş ve de donmuşlardır. Bu durum kime yaramıştır? Elbette ki sıcakkanlı hayvan oğlu hayvanlara. Sıcakkanlı hayvanlar vücut ısılarını ortam sıcaklığına göre ayarlayabildikleri için doğuştan şanslı kesimi oluşturmuşlardır tıpkı biz Homo sapiens sapiens ler gibi. Tabi bu sıcakkanlı bol hareketli hayvanlar donmuş hareketsiz zavallı savunmasız dinazorları kemirmeye, yumurtalarını yemeye, her türlü kavurma olsun sote olsun çeşitli şekillerde tüketmeye başlamışlardır. ve böylece dinazorların sonu gelmiştir. Bir saltanat yok olmuş harab olmuştur. O devasal cüsseler dünya üzerinden ilalebet silinmiştir. Neden? Belki bir keseli sıçan yüzünden ne demiş atalarımız kurt kocayınca köpeğin maskarası olurmuş. Sanırım bu noktada gözyaşlarıma hakim olamayacağım.
Şimdi bu durumun benimle ne alaksı olduğunu merak ediyorsunuz. Bu yine ne saçmalıyor diyorsunuz biliyorum. Şu yaklaşan hatta dan diye gelmiş olan soğuk havalarda benim zavallı beyin hücrelerim donuyor. Hareket yeteneklerini kaybediyorlar, bölünemiyolar. (not: beyin hücrelerinin bölündüğü kanıtlanmıştır artık yok olmalarından korkmamıza gerek kalmadı) Hatta düşünme aktivitemi bile yitirebiliyorum. Böyle hareketlerimde bir yoğunlaşma git gide katılaşma kendini gösteriyor. Bu sebeple dışarı çıkmak olsun, eğlenenceli aktivitelere katılmak olsun hepsinden mahrum kalmak ve bir köşeye sığınmak istiyorum. Yoksa ortalık yerde donup kalıvereceğim ve bir keseli sıçana kurban olup gideceğim. Yazık değil mi bana?
Bugün için öncelikle Ayşegülcüğümden özür dilerim. Daha sonra dün bütün gün Filiz'le buluşmak için planlar yapan zihnimin sabah donduğu için (havalar yüzünden) kendi yaptığım plana sadık kalamayıp Filiz'le irtibata geçmediğim için Filizciğimden özür dilerim. Ayrıca bütün bir hafta İdilciğim ve Handeciğimin başının etini yediğim içinde özür dilerim. Son olarak 21 yıldır beni çekmek zorunda kalan çilekeş anneciğimden ve de babacığımdan da özür dilerim. Nilay senden özür dilemiyorum çünkü sen bir abla olarak beni çekmek zorundasın. Hem de ölene kadar, ne kadar eğlenceli değil mi?
Beni bu havalar mahvetti. Valla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder