30 Haziran 2010 Çarşamba

JOSHUAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA!

... ve tanrı sol elini omzuma dokundurdu. Bazen hayat Michelangelo'nun o meşhur tablosunda olduğu gibidir. Joshua, beynimden bu yana bana doğru parmağını uzattın gibi hissediyorum. Ya kendimi Miss Universe'te 1. olmuş salak kızın göz yaşlarında boğulması gibi, o tuzlu suda boğulmuş görmek istiyorum. Ya da Newton yer çekimini bulmasaydı ne güzel hepimiz uçabiliyor olacaktık diyen insan evladının şaşkınlığında olabilmek istiyorum. Ya da en kötü ihtimalle, solucan memeli bir hayvan mıdır? diye bağıra çağıra, paldır küldür konuşmak istiyorum. Çok heyecanlandım evet ama bir türlü istediğim gibi "gerizekalı" olamıyorum. Joshua ben bugün, tam şu anda sana kendi bilgisayarımdan yazıyorum. Bu tüm politik,apolitik, sosyopolitik, kozmopolitik her kavramı bünyesinden def eden bir ilahi var oluşum gibi. Sanki yoktan varolmuş gibi. Bilim insanı olma edasıyla savrulan bedenimi balçıkla sıvıyan bir ilahilikte. Hani bazen tüm ümitler elinden tek tek alınır ve artık saçmalayamayacak olmanın verdiği o burukluk suratında muşmula yemiş bir ifade bırakır ya, bu da öyle Joshua. O yüzden ilahi, o yüzden kavramlar dışı, o yüzden beynim algılayamıyor ve ben o yüzden saçmalıyorum. Artık saklandığın küçük köşenden çıkabilirsin ve ben doyasıya paranoyakalaşabilirim. Ama inan ki gökyüzü bu gece yeşile boyanacak. Ben sonsuzlukta çıldırasıya bağırarak koşacağım. Bu gece kalp atış ritmim ilk defa yavaşlayacak. O oturduğu görkemli tahtından kalkacak ve beni kıskanmaktan daha mantıklı bir harekette bulunacak, adım atacak... Çünkü o, bu gece sol eliyle dokundu omzuma. Ben bu gece o yüzden gerizekalı olamıyorum Joshua. :):):)

Ve ben tüm bunların yanında çok uzun zamandır olmadığım kadar kendimi "ben" gibi hissediyorum. Kendimde olmadığım bi' 3-4 yıldan sonra kahkalarımdaki o "eski" tonunu hissedebiliyorum. Beynimden geçen cümlelerin o eski muzurlukta olduğunu hatırlayabiliyorum. Ben yine bana her selam verene saçma sapan şarkı sözleri söyleyebiliyorum. Geçmişte, benimle özdeşleşmiş her şeyi selamlıyorum. Özlemişim. Yeniden ben, hoşgeldin...